4 Haziran 2012 Pazartesi

Resimli Mutluluk Sanatı...


"İnsandım ve acıyordum mutsuz dünyaya, en acınmayacak halimle..."

Bu cümleyle başlayan bir mutluluk yazısı yazacağım 40 yıl düşünsem aklıma gelirdi elbet. Lakin böylesi bir giriş yapmak nereden geldi aklıma derken aklımdan hiç çıkmadığı geldi aklıma ki izninizle aklıma s... :P Hiç insanın aklı kendine düşman olur mu? Gördüğünüz gibi benim aklım bana düşman :D

Neyse, birgün "Mutluluğun yazısını yazabilir misin" diye, sorsalar er Dostoyevski'ye. O da; "yazarken mutlu olabilirim ama siz okuyanlar için garanti veremem" derdi  herhalde ve "yazmak mutsuzluktur, mutlu insan  yazamaz" sözü ile çelişirdi...

Önce biraz pesimist bir o kadar da beylik laflar ederek sıkıcılığın sınırlarını zorlayacağım izninizle ama anlaşalım önce; Dört küçük paragraftan ibaret olacak bu  bölümü okumazlık etmek yok :)

"Günü geldiğinde herkes mutlu bir hayat ile anlamlı bir hayat arasında seçim yapmak zorunda kalacaktır" ve anlamlı bir hayatı seçenler mutlu olamayacaklar, mutlu bir  hayatı seçenler ise mutlu hayatlarını anlamlandırabileceklerdir. Yazar, bir önceki cümlede 25 harften oluşan bir sözcük kullanmış olmanın mutluluğunu yaşayadursun,  hayatta mutlu olmak için birgün mutlaka önümüze çıkacak olan gelecek ikileminde "kalbin sesine kulak vermek gerekir" görüşünü savunmaktadır... :)

Bir insana "mutsuz musun" diye sorduğunuzda hemen o an mutsuz olacağı bir şeyler bulur! Özetle insanlar mutludurlar fakat her daim kendilerini mutsuz edecek şeyleri  ararlar ve arayan da bulur...

Mutluluğu geçmişte ararsanız umutsuz, şimdilerde ararsanız mutlu, yarınlarda ararsanız umutlu, Olaylarda ararsanız da mutsuz olursunuz. Yanlış yolun doğru yolcusu olmak  neyi değiştirir ki...

Evinizin duvarında mutluğun resminin asılı olması, sizi mutlu etmeye yetmez. Yalancı renklerle yapılan bir resim sizi anlatamaz ya da küflü peyniiir kokulu sahte  gülümsemelerle bezeli bir fotoğraf kimseyi aldatamaz...

Mutlu bölüm başlangıcı:

Mutlu bir insanım ve çocukken de çok mutluydum ben. Genel ve geçmez bir mutluluk benimkisi fakat ağlamayı bilmeyenin gülüşünden bi bok olmaz mottosuna da inanırım her  zaman. Büyümeden yaşlanılan bir çağda mutluluğu fark etmek her geçen gün güçleşirken, mutsuzluk tanımları -Umut Sarıkaya tipi olmasa da- mutluluk hakkında bilgi  verebilirler...

7 yaşına kadar İzmir'in diğer köylere nazaran tatil köyü havasında olan ve "babam ve oğlum" filmi köylerinden birinde yaşadım ben. Mutlu bir çocukluk için ne gerekirse sahiptim ki henüz 5 yaşındayken evimize, çocuklarını zındık yapmaya çalışmamdan ötürü şikayete gelen kadınların varlığından söz etmem biraz fikir verebilir sanırım. 

Argümanım da varsa çıksın ortaya, göstersin kendini inanayım :D Yıllar sonra başka bir zındık arkadaşımla okuldan çıkmış varsa kendini göstersin dediğimiz anda ortada  düşmemizi sağlayacak herhangi bir etken yokken bilmem neye takılarak düşmeye yüz tutup "Allah" dememiz ironik bir durum oluştursa da fitneyim, fücurum diye boşa  demiyorum :)

 Sonraları yanlış bir iğneden dolayı sağ bacak sinirlerimin ölmesi (felç) ve devamında Forest Gump ayakkabısının aynısından takmam Tanrı tipi mutsuzluk tanımlarındanmış  gibi gelse de kulağa, kocakarı diye tabir edilen ve bende işe yaramasından sonra büyük bir buluş haline gelen bir ilaçla iyileşmeye başlamam. Babamla eve giderken yolda  sorduğum envai çeşit soruya sabırla bıkmadan cevap vermesi. Gördüğüm bir topa vurmak istememden dolayı çizmeli kedi gözleriyle babama bakmam ve babamın "vur ulen"  demesiyle demirden destekli ayakkabının parçalanması; prangalardan kurtuluş hikayem. Bacağım yüzünden katılamadığım yakalamaca oyunlarına ilk katılışım, kimsenin  yakalayamayışı... Bunların hepsi hayata gülen gözlerle bakmamı sağlamıştır. "Uyanmak, rüyalar ülkesinden, mutsuzluğun ortasına sert ve zorunlu bir iniş yapmaktır..."  günleri bitmiş, bulutların üstüne yumuşak ve gönüllü bir çıkış sağlanmıştır artık :)

Çocukluğu mutlu geçenlerin büyüdüklerinde mutsuz olabileceklerine asla inanmam ben ki geçmişte mutluydum, şimdi mutluyum, gelecekte de mutlu olacağım dememem için bir  sebebim yok. Çok param falan da yok ki zaten mutlu olmak için paraya pula ihtiyacım da yok ki yazının sonunda mutsuz edebilecek olan şeyi yazacağım.

Mutluluğumun garanti altına alınışına dair başka bir kırılma noktası anlatayım; Küçükken yılbaşı günleri aile ve aile dostlarıyla sofra donatılırdı. Fix menüde biftek,  pilav, yığınla meze, meyve, çerez, içecek... Zayıf ama çok iştahlı bir çocuk için bulunmaz bir nimet :) Birkaç gün sonra diğer evlerde yılbaşı nasıl kutlanmış tandanslı  bir program izlediğimi hatırlıyorum.  Kağıt işçisi bir anne ve tek çocuğu, dükkandan bozma bir barınak ve fix menü kızarmış tavuk, portakal, 1 litre içecek, yanlarında da sesi bozuk ama güzel bir radyo ve mutluluğun temsilcisi gülen gözler. Mutluluk için insanın sevdiklerine ihtiyacı vardır sadece diye düşünürüm o gün bugündür. 

Yanyana getirilen kelimelerde bir sır vardır, yanyana gelen insanlarda ise bir sihir... Kolaydır mutlu olmak, zorlamaya gerek yok. Kolayına kaçarak da anlatılabilir mutlu olmak...

Hızlı bir geçişle beni en çok mutlu eden kişinin muziplikler yaparak beni uğrattığı dumurları diyalog halinde paylaşacağım son olarak. Yazıldığındaki etkisi yaşandığı  andaki etkisini vermede başarılı olabilir mi bilemiyorum ama başarmanın sırrı denemek sözcüğünün son harflerinde gizliyse mutlu olmak için de denemek gerek...

e: -canım ya biz çok güzeliz böyle yaaa!
ö: -diyosun!!!
e: dumur...
ö: :D

e: -seni çok seviyorum!
ö: -sağol!!!
e: dumur...
ö: :)

e: -aşkım seni çok seviyorum!
ö: -sen önce okulunu bitir!!!
e: oha! dumur...
ö: :J

e: -aşkımmmm, özledin mi beni!
ö: -daha dün görüşmedik mi ya!!!
e: dumur...
ö: ups :I

e: -canım biliyo musun bu hafta bizim beraberliğimizin 5. yılı!
ö: -napalım pilav mı dağıtalım!!!
e: yuh! dumur...
ö: zuaaa :)

e: -yaşlandığımızda biz de böyle olalım olur mu?
ö: -bakarız
e: dumur...
ö: :P
 
Nereye bakarsa baksın beni görsün e mi şeklinde bir umu edindikten sonra diyebilirim ki mutsuzluk benim için eşittir; O'nun olmaması durumu...

Not: Bu bir mimdi bu arada; Biricit Hatun mimledi sağ olsun :) Resimli, şekilli olması istense de ben genel geçer halleri değil, Genel geçmez halleri temelinden ele aldığımdan fazla resim, şekil neyin kullanamadım, siz kullanabilirsiniz :D

Ben de üç harflerden üçüncüsüne atfen üç kişiyi mimliyorum. Bu aralar sınav derdiyle pek yazamadığını söyleyen  üç kişiyi mimliyorum, diledikleri zaman yazma özgürlükleri olduğunu da hatırlatarak...

Konu: resimli-şekilli neyin Mutluluk yazısı :)



23 yorum:

  1. Doğruluğundan emin değilim ama( dilbilimciler bilir doğrusunu) Mutluluk sözcüğünün umutluluk sözcüğünden geldiğini okumuştum bir yerde. Buradan bakınca umutları olan insan mutlu,umutsuz insan mutsuzdur.Tabi bu genel halimiz, gün içinde özünde mutlu bir insanın mutsuz, mutsuz birinin de mutlu anları olabilir. Skalanın neresinde bulunduğumuz önemli asıl.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumunuz spam olarak gözükmüş, kusura bakmayın daha yeni bulabildim :D

      Ben de söylediğiniz gibi genel halimizi mutlu ve mutsuz olarak görüyorum. Yani gün içerisinde üzüntülü olmam benim genel mutluluk halimi ötelemez diye düşünüyorum. Genel geçmez olarak nitelediğim de buydu. Görüşler ortak, ne mutlu :D

      Sil
  2. tesekkür ederim iyi hos cok güzelde, ben mimlenmek nedemek bilmiyorum :D mutluluk hakkinda mi yazicam ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :)sizi mutlu eden şeyleri foto-resim vs... eşliğinde anlatmak. Her nasıl olursa olsun...

      http://biricitinyeri.blogspot.com/2012/06/ooh-la-la-mim.html

      Benzeri... Ya da canınız nasıl istiyorsa :)

      Sil
    2. süper fikir!bidahaki postda yapicam bunu :)

      Sil
  3. çok güzel bir yazı olmuş... prangalarından kurtulmasını istediğim benim de biri var hayatımda. şu dünyadaki en kıymetlim! dilerim mutluluk çalar kapıyı. çizmeli kedi bakışıyla o da koşar arkadaşlarının yanına...

    zaten Forrest Gump ı da çok severim.
    Kötü oldum ben bu yazıyla...

    not: kötü oldum derken olumsuz anlamda değil, duygulandım^^

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Koşar elbet, koşacaktır da...

      O günleri hatırlıyorum da herkesin ağladığı günlerden bir anda herkesin güldüğü günlere geçiş... Umudu yitirmeyelim yeter... :)

      Her şey çok güzel olacak ve yarının güzel olmama şansı yok diyelim hep :)

      Sil
  4. Geçmişe, şimdiye ve geleceğe hüsn-i zanla bakmak ne fevkalâde bir meziyet, bu gerçekten bir meziyet ya da öğreti, dahası lutûf..
    Çocuklukta mutlu olanların büyüdüklerinde mutsuz olacakları varsayımını varsaymak hiç de akilâne değil, öyle olsa çocuklukları mutsuz olanların da büyüdüklerinde mutlu olmaları gerekirdi ama nerdeee.. gibi bir laf kalabalığının hiç yeri olmasa gerek :)
    Ama şu da bir gerçek ki mutsuz olmak için bahane arayanların ziyadeliği, hakiki mutsuzları perdeliyor diye söze başlayıp mutlu olmak için ille de bir ederi olan sebepler arayan insanlarımıza veryansın etmenin ise hiç zamanı değil :)
    Kısaca keşke, eğer, çünkü sıfatlarını kullanmadan rağmen(herşeye) mutlu olmayı başarabilmeliyiz, bunun yolu da aklımızı ehlîleştirmekten geçiyor..!

    Yine altı çizilecek cümlelerin olduğu ve okuyanın kendini bulduğu bir yazı olmuş, teşekkürler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Üstadım, -rağmen sevgilerle mutlu olabilir insan sizin de özetlediğiniz gibi.

      Altı çizilecek cümleler çıkardığınız için de ben teşekkür ederim :)

      Sil
    2. 'Üstadım' hitabınızı az daha üzerime alınacaktım :) Ee nefs işte böyle birşey, haketse de etmese de hemen 'bu benim' zannediveriyor :)

      Ayrıca iki altta bulunan yorumunuzda profilimdeki hakkımda bölümünde bulunan sözü dillendirince siz, evet ya vakti zamanında ünsüzlüğümden(ki halâ ünsüzüm)çekinmeden düşünürce laflar etmişim diyerek kendi gönlümü okşayıverdim :)

      Siz en iyisi hitabınızı gözden geçirin tekrar, değilse kendimi bişey zannetme sanrısı ile başa çıkamayacağım, ki yazdıklarınızın, nacizane yazdıklarımdan birkaç beden büyük olduğunu bildiğim halde :)

      (İyi de benim çenem diye düştü bu kadar ki? En iyisi düştüğü yerden kaldırıp bir yeri acımış mı bir bakıvereyim ben, esen kalınız) :))

      Sil
    3. Tevazu göstermek gibi bir erdemi durmadan icra ediyorsunuz :) Övmek de var bunun yanında... Ama lütfen kendinizi hafife alır şeyler söylemeyin ki kendiniz sizi anlatıyor, siz yanlış anlatmayın :D

      Sil
  5. Dumur hallere pek güldüm , ama oluyor işte, n'apacaksın :) Mutluluk aslında kolay zanaat , ama aradığını ve önce kendini bilirsen der, anlatımının tadını kaçırmadan da selamlarım Dost :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunlar hatırladıklarım ki daha neler neler var :)

      Yorumunuzun bir üsttündeki yorumu yapan abheri'nin blogunda bir şey yazıyor; "Ben kendimi değil kendim beni anlatmalı" diye...

      Üst bir tat, anlatımın tadını nasıl kaçırabilir...

      selamlar üstad :)

      Sil
    2. üst-tat :) Nacizane,bazen öyle diyorum , anlamlandırıp aklımın dahi yorumlar üretmesine izin vermek istemediğim zamanlar oluyor,yazı net ve açık, iyi,en azından benim kafamda. Bundan mütevellit,suya sabuna dokunmadan,hafifte hakkını vererek yazanın sessizce gitmesini bilmeli :)

      Sil
  6. sondaki diyalogları okuyunca erdener qbi geldi aklıma..:)))

    ayrıca mutlu bir çocukluk ve sorunsuz bir ergenlik geçiren birinin mutsuz olacağına ben de inanmam. kaldı ki bahsi geçen dönemleri mutsuz ve sorunla geçirenlerin de her daim mutsuz olacağını kendimden bilirim.

    hastalığı okuyunca üzüldüm, sonunda iyileştiğin okuyunca sevindim. umarım hiçbir sorun kalmamıştır.

    hep mutlu olasın inşallah...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ?- Erdener senden çocuk bekliyorum!
      E- Çok beklersin
      ?- ?!*?

      :D:D:D

      Hastalıktan ziyade sakatlık durumu ve çok şanslıyım ki geçici değil dendi, geçti. Ufacık bir sorun, iz kalmadı ki sağ ayağımı kullanmama rağmen solumla da çıkardığım şutları görseniz inanamazsınız :P

      Sen de çok mutlu olacaksın bunu da diyeyim. Melankolinin koynunda gezmek güzeldir ama geçer. Sen gibi yazılar yazabilen insanlar çok mutlu olurlar, demedi deme :)

      Sil
  7. "Günü geldiğinde herkes mutlu bir hayat ile anlamlı bir hayat arasında seçim yapmak zorunda kalacaktır." söznünü aylar önce okuduğumda içimden geçen cümle" Mutlu değilsem anlamlı yaşadığımı söyleyebilirim kendime" idi.Evet bence insanlar bu ikisinin arasındaki anlamı sanırım ömürlerinin sonuna doğru anlıyorlar çünkü genelde şudur ya söylenen " Hiç birşey anlamdım giden hayatımdan bir nefeste aktı gitiii" diyen uzayan cümlelerden ibarettir mutlu yaşasalardı anlamı olurdu anlamı olanda böyle hüzünlü anlatılmaz sanırsam:) sen vede özgecim arsında ki konuşma metni nedense beni şaşırtmadı helede özgecim:)) ne güzel işte bak seninle yaşlandığında da aynı mutluluğu paylaşalım dediğin de " bakarız" diye anlamlı bir cevap veren mutluluk var yanında Son söz: Bu yazıyı okudum ben mutlu oldum...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :) Hep mutlu ol sen :)

      Sen mutlu olmayı seçtin her zaman ve devamında senden kaynaklanmayan olaylar olaylar. O yüzden yukarıda sözünü ettiğim ikileme denk geldiğinde sakın ha önceki seçiminden vazgeçme...

      Daha ne konuşmaları var sen biliyorsun bacım. Mikrop işte :)

      Sil
  8. eskıden hersey farklıydı daha mı mutluyduk acaba umarım hep sevdıklerımızle mutlu oluruz,tabıı o dumur haller olmadan:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O dumur haller olmadan olur mu hiç. Benim mutluluğumun dinamiği o muziplikler, dumur haller :)

      Eskiden daha sıcaktı ortamlar. Teknoloji bu kadar işlememişti. Sohbet etmek vardı bi kere yan yana gelince... Şimdi yan yana gelince ne yapalım seçenekleri arasında sohbet etmek yok :(

      Mutluluk sanal sanrılarda artık...

      Sil
  9. "Günü geldiğinde herkes mutlu bir hayat ile anlamlı bir hayat arasında seçim yapmak zorunda kalacaktır"

    Şurayı sağlam yakalamışsın tut bırakma.:))
    Ama cümlenin devamın da melodram b.ku yer... Çünkü ben mutlu değil, sevdiğim insanlar için anlamlı yaşamaya çalışan bir dangalağım.

    YanıtlaSil
  10. Ah, yettim yettim! :))
    Yeni görüyorum bu mimleri, bayan mavi'yi görünce ben miyim ki o diye bir tıklayayım dedim, evet benmişim :)) ama blog adresini değiştirdiğim için sayfa hata veriyor haberin olsun..
    En yakın zamanda istediğini yerine getirmeyi umut ediyorum.. Cümlelerinin ellerinden öperim yine, bilirsin örnek almaya çalıştığım bir yazı tarzın var. Sevgiyle kal :)

    YanıtlaSil

Dostmodern Hyde Park'a hoş geldiniz :D

Bu sizin bana yazdığınız ilk yorumunuzsa, dövüşeceksiniz... Welcome the erdost club...

Yorum yazmanız beni mutlu eder, yorumunuz etmese bile...

Yaz işte be...