21 Haziran 2012 Perşembe

Tan...

Tanrı olsaydım çarpardım hepinizi
topraklanmanız beni engellemezdi
haylazlıklarımla size yaramaz olurdum
anama babama da söyleyemezdiniz beni
daha çok tapmanıza da bozulurdum belki...

Tanrı olsaydım sevmezdim hiçbirinizi
zaten siz sevgiden ne anlarsınız ki
insafları sıklaştırmaya safça devam edin
dolusunun kıymetini bilmediniz ki hiçbir şeyin
boşuna da dua etmeyin...

Tanrı olsaydım baştan yaratmazdım sizi
başınızda kim varsa ona tapıyorsunuz çünkü
öldüm diye de boşuna sevinmeyin
ölmedim
sadece uykum derin...

Tanrı olsaydım daha çok acı verirdim size
dünyahret bacılarınızla daha çok evlenir
hacı olurdunuz daha çok
diz çökmeye de devam eder
yazık olurdunuz daha çok...

Tanrı olsaydım benzerdi herkes bana
kitaplarım çok okunmazdı ama
gözünüze daha yakın olurdum
zira göze yakın olmanın tuzağıdır
gönülden uzak olmak...

Tanrı olsaydım kendimi tanır
Tanrı olmazdım sanırım
bir var
bir yok olmazdım
yalan yalnız olmazdım...

33 yorum:

  1. iyiym ben, hep aynı şeyler işte.
    uyku hapları yalan dolan gülümsemeler.

    hiiiç alakası olmayabilir, içimden geldi...

    ha bir de şey var, ince mevzuu...

    İçimden geldi denendim
    Hem aşkta hem işte bu yarışta
    Korkarım yine ben elendim

    öyle...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Emre Aydın, Sezen Aksu... bunlar nasıl geldi içinizden kuzum :P

      Yazdıklarımdan olamaz değil mi? Olabilir mi?

      Sil
    2. yazmıştım, şiiri okuyunca aklıma geldi evet ama yazılanlarla alakasız demiştim, bozuk ruh halimin getirisidir de demiştim ama gönder deyince gönderemedim kuzum..:)

      Sil
    3. Bence haliniz bozuk değil, normal :)

      Yazdıklarımdan olamaz değil mi dediğimde olabileceğini biliyordum zaten. Zira sadece bir kelimedir bazen bir şeyleri söyleten...

      Sil
  2. "ölmedim
    sadece uykum derin..."

    Bu bölüm çok çarpıcı. Öyle Putların Alacakaranlığı geldi aklıma; pos bıyıklı üstadın.
    Bu defa da sizin mürekkebiniz kırmızı sanki.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Akli dengemi yitirmeme az kalmamıştır umarım :) Malum bunu yazdı bir süre sonra da sattı ya aklını...

      Çekiçle felsefe yapan bir kişiye atıfta bulunup üstüne de bunun ötekalemce yakalanması ne güzel bir şeydir bilir misiniz :)

      "...bugün O'nun sadece bir kelime olduğunu biliyoruz..." dememek elde değil.

      2-3 sene evvel Yusuf Eradam'la derin bir sohbet şansı yakaladığımda "bugünlerde herkes mal bulmuş Mağribi gibi O'na sarılıyor, bildikleri ise "...öldürmeyen şey..." zımbırtısından başka bir şey değil" demişti. Sonra da öylesi bir sohbet oldu ki sayesinde, Eradam Hoca da dahil 3 gün etkisinden çıkamadık :)

      Sil
  3. Tanrı olsaydım unuturdum hepinizi
    Ne haliniz varsa görün derdim, diye eklemek geldi içimden. Çünkü bazen Tanrının unuttuğunu düşünüyorum. Bu arada nomen `a bende katılıyorum " ölmedim ,sadece uykum derin " çok çarpıcı. Boşuna demiyorum şairlik size yakışır . sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazdığınız iki satırı okuduğumda "eklemediğim bölümü de mi ekledim yoksa" diye, kısa süreli bir şaşkınlık geçirdim. "unuturdum" dışında kelimelerin dizilişleri bile aynı inanır mısınız?

      Bazen mi :P

      Nomen'in kelimelerle dansı gözlerimizin pasını siliyor, ben de o konuda size fazlasıyla katılıyorum ama denemeden bilemezsiniz de sizdeki cevheri...

      Teşekkür ediyorum Asya güzel yorumun için.

      Sil
  4. Ülkenin haline bakınca tanrı senmişsin gibi görünüyor

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tanrının 100. bir isminin olması tavrını değiştirmesine yeter miydi ki?

      Tanrı olsam var olmazdım
      hiç, yoktan iyidir değil mi...

      Sil
  5. Yorumlar çok hoş ya.. yazdıkların da.. Teşekkürler bu güzel blog için, keşke tanısaymışım dah aevvel..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben gölgelik blogunuzu takip ediyorum bir süredir. Diğerini de şimdi yakalamış oldum.

      Yorumlar bence yazı kadar önemli ki düşünceyi çok öteye götürebiliyorlar gördüğünüz gibi. Blog dünyasının da en güzel taraflarından biri bu sanırım.

      Ben yorumunuz için teşekkür ederim ki "güç olsun geç olmasın" diyerek Nomence bir H/ata sözüyle yorumu sonlandıralım. Anladınız değil mi doğrusunu :)

      Sil
  6. evvet :) anlaşılmıştır :) sevindim takip edilmeme de.. takibimdesin :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bide söylemeden edemicem Sagopa Kajmer dinlermisin bilmiyorum ama beni anlamak için o adamın sözleri yeterlidir. Senin yazılarında onun kokusu war.. :)

      Sil
    2. Bi önceki yazımda da benzer bir mevzu geçmişti de birini anlamak için sözler yeterli olabilir mi hiç?

      Sil
  7. olabilir. en azından çözersin derinini.. belki okuyamazsın ama bikaç harf netleşir emin ol

    YanıtlaSil
  8. artık tanrı'yla bile empati yapıyoruz.
    ne güzel.

    YanıtlaSil
  9. İnsan olsaydı tanrı ve var olsaydı, değerler de diğerleşmemiş olsalardı, insan içine çıkamazdı...

    Bu da ters empati :)

    Sempatik tanrı empatik erdost'a karşı :P

    YanıtlaSil
  10. insan olsaydı zaten var olmuş olurdu. (ve bağlacına gerek yok)
    değerlerin diğerleşmemiş olmasına bir şey diyemiyorum.

    ters empati, tanrının kendini senin yerine koyması mıdır? (bunu yaparak da tanrıya empati yapıyorsun)

    tanrının insan olup, insanın içine "değerlerin diğerleşmiş olması" yüzünden çıkamaması ise dimağ patlatıcı.

    velhasıl kelam yazdığını algılayamadım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öncelikle yorumlarınız fazlasıyla renk kattı, bu yüzden çok teşekkür ederim...

      Söylediklerimi felsefik anlamda ele alırsanız "ve" bağlacına fazlasıyla gerek olduğunu görebilirsiniz. Var oluş özden önce gelir derseniz kabul edebilirim ama soyutluk bakidir ki bu da özü öteler...

      Tanrısallık var zannediyordum ben insanda. Yok mu yoksa? Ruhundan insana üflememiş mi esasta?

      Değerlerin diğerleşmesi, etik olanın artık maddi olmasıdır en basite indirgersek. "Tanrı olsam karşılık beklemezdim hiç; Özellikle de kendi isteğiyle dünyaya gelmiyorken insan..."

      "...değerler diğerleşmemiş olsalardı insan içine çıkamazdı" dedim, ben :) Değerler diğerleştiği için hiç sırıtmadan dolaşabilir dedim özetle de...

      Anlamadığınızı belirttiğiniz son cümle "sempatik Tanrı empatik erdost'a karşı" deli saçmasına mı yöneliktir acaba?

      Sil
  11. Bazı işler kafa karışıklığına gelmemeli. Mantık ilmidir, varoluşçuluktur, tasavvuftan ‘inciler’dir, bunların hepsini harmanlarsan, harmanlarsak sonuç çorba olur.

    Allah ya da tanrı mevzusu da öyle. Yukarıda saydığım üç ilimde bu konuda çok şey belirtmiş. Hepsinden biraz alamazsın, almamalısın. Çünkü tabandan zıt hükümleri var.

    Ben kendi adıma din’i temel alıp, bu felsefemsilere de bir kulak veriyorum. Müslümanım ama şüpheleri olan bir Müslüman. İnancı sarsmayan tersine, güçlendiren bir şüphe ama bu.

    Bu konulara meraklıysan ilgini çeker;
    http://zeynepmerdan.blogspot.com/2012/03/zm-shape-of-my-heart_15.html

    *

    Tanrı-insan, üst-insan a gelecek olursak, evet haklılık payın var. her beşer’de -insan olma sürecindeki insan- Allah’ın isimlerinden bir parça var. nietzsche’nin üst adamı, ali şeriati’nin ideal insanı, tasavvufçuların velileri, Budistlerin nirvana görmüş olanları, hep bu tanrılaşmış, level atlamış beşerlerin tezahürleri.

    *

    Diğerler- değerlerini pek bir numarası olmayan dilbazlık olarak gördüm. Şiire yakışır ama tartışmada konuyu dağıtmaktan başka bir işe yaramaz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öncelikle görüşlerinize saygı duymakla birlikte "kafa karışıklığı iyidir" demek isterim. "Bazı işler kafa karışıklığına gelmemeli" diye, vurguladığınız konunun da göreceli olduğunu düşüneceğinizi umarım. "Bazı şeyler göreceli olmamalı" derseniz de katılmam ama saygı duyarım.

      Kaldı ki sözünü ettiğiniz şeyleri harmanladığımı da düşünmemekteyim ki özden uzaklaşıyor yargılamaya başlıyorsunuz farkında olmadan. Tan...'da sözünü ettiğiniz tarzda bir harmanlama mevcut değildir.

      "Söylediklerimi felsefik bağlamda ele alırsanız" derken, sadece "ve" bağlacı ile bağladığım cümleyi kastetmiştim. Yazıdan uzaklaşmak istemem...

      Niyetim inanç, din, ...vs. gibi unsurları sarsmak falan da değil. Böyle bir niyetim hiç olmadı. Empati olarak nitelediğiniz şey sizce bu kalıpta ise bence de değil...

      Kaldı ki "Yukarıda saydığım üç ilimde bu konuda çok şey belirtmiş. Hepsinden biraz alamazsın, almamalısın. Çünkü tabandan zıt hükümleri var." dediğiniz mevzuda ben hepsinden biraz almamış olsam da, söylediğiniz gibi olmadığını düşünmekteyim. Ben size dininizi bu şekilde yaşayamazsınız tarzı bir şey dediğim takdirde "alamazsın, almamalısın" tarzı cümleler kurmaya başlayabilirsiniz diye düşünmekteyim. Tartışmanın özü yazdıklarımdan kaynaklı ise -ki öyle olduğunu umarım- ben yeni bir inanış/inanmayış biçimi yaratmadım, fıkıh'a müdahale olarak algılanabilecek bir şeyler de söylemedim. Tartışmanın bu bağlamda ilerlemesini doğru bulmuyorum.

      Sözünü ettiğiniz yazınızı önceden okumuştum zaten. Bu konulara merakım bir şeyin varlığını ya da yokluğunu ispat etme, ya doğru ya yanlış olarak önerleme biçeminden oldukça uzaktır. "Allah’a ulaşmak için yaratılmışlar adedince yollar vardır" sözünü benimseyen birinin bunun tersinin de hatta üçüncü bir seçeneğin de olabileceğini kabul etmesini umarım. Yani "hayatta griler de vardır" derim ben.

      Bir de "Eğer Tanrı olmasaydı de ben böyle biri olurdum" diyorum sadece, o da kendimce. Siz de böyle olurdunuz demiyorum ama. Ötesi de beni ilgilendirmiyor efendim, herkes nasıl mutlu oluyorsa öyle yaşamalı ister beyaz, ister siyah, ister de griler eşliğinde! Bunu da Müslümanlığınızın çerçevesini çizdiğiniz için yazma gereksinimi duydum...

      Ben insandaki tanrısallıktan söz ederken üst-insana atıfta bulunmadım. Aksine sıradanlığın simgesi olduğunu düşünmekteyim.

      Değerlerin diğerleşmesi mevzusu da dilbazlık için yazılmamış olsa da nazarımda tartışmada bir yer sahibi değildir. Görüşünüze katıksız saygı duyarım :)

      Not: Yorumunuzu paragraf paragraf ele almaya çalıştım hanımefendi...

      Sil
  12. tan'ın manzarası bozulmasın, ben de teker teker açıklamayım.

    *

    kastını anladım sayılır, bir yeri düzelteyim. sınır ya da çizgi dediğin bence köşelerdir. ki köşeler çoğu şeye netlik ve karakter kazandırır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zeynep Hanım,

      tan'ın manzarası sizin de katkılarınızla oldukça güzelleşti...

      Son söylediğinize de katılıyorum ki yapboz yaparken bile önce çerçeveyi yapmalı değil mi?

      Değerli yorumlarınız için gerçekten çok teşekkür ederim.

      Hoş kalın...

      Sil
  13. http://www.facebook.com/photo.php?fbid=365232443544317&set=a.238785329522363.58871.179436945457202&type=1&theater

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İşyerinden facebook'a ulaşılamasa da önbellek yardımı ile şiiri buldum. Furuğ Ferruhzad'ı çok okumasam da Kara Ev isimli bir filmini izlemiştim. Sözünü ettiğiniz şiiri de buldum, okudum. Soyut ve de güzel...

      Sil
  14. okumaya alışık olmadığımız şiir türlerindendi bu Erdost :) ilginç geldi, konusu itibariyle sanırım.. yeni şeyler denemek güzeldir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :)

      Öncelerde "Şey..." yazmıştım. Şimdi de "Tan..." yazdım. İkisi bi arada olunca farklı anlamlar çıkabiliyor :P

      Sil
  15. sonu çok güzeldi.

    ben de tanrı olsaydım kendimi tanır
    tanrı olmazdım dediğin gibi.

    hem demek ki şey-tan'mış bak sen değişik ilginç olmuş.

    klasik erdost yazısı :)

    Not: senin yaptığın gibi güzel yorum yapamadım hala mahçubum o yorumdan dolayı, teşekkür ederim çok.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mia, yazdığım bir yorumdan dolayı mahçup olman, dahası güpgüzel yorumlarına güzel değilmiş gibi davranman ve gereksiz yere kıyaslaman benim içime dert oluyor... :) Bu konuda anlaşmalıyız bence :P

      "Klasik erdost yazısı..." bu yorum benim aslan burcu karakteristiğimi ortaya çıkarıyor doğrusu :)

      Yorumların için de çoooooook teşekkür ederim...

      Sil
  16. Yazacaklarım biraz uzun; ancak okurken bu yazı geldi aklıma, ve her aklı usa uygun davranmayanlar gibi aklıma eseni yazmak istedim dostun bloğunu gasp etmek pahasına!...
    ''Doğmamış bir ırkın nabzıyım ben
    Yeni bir dünyanın aşığıyım ben,
    Damarlarımda gürül gürül akan kan,
    Cehennem ateşini kül eder.
    Ben insanın, insan, insan
    Etten, kemikten insan.
    Ana rahminin karanlığından,
    Ruhumun pırıl pırıl havalanışına,
    İçimde yanan ateşe kadar,
    İnsanım ben!
    Etime et, kanıma kan
    Bütün dünya benimle,
    Senin lanet cennetin,
    Susuzluğunu gidermek için
    Yeryüzüne akacak.
    Ey, Tanrı! Hayatın kasesini boşalttığında,
    Heybetli gökkuşağını ciğerlerime doldurduğumda,
    Sonsuz gecenin umutsuz yası,
    Artık rüyalarıma bile girmeyecek.
    Cennetin bahçesinden kovduğun
    Bendim, ey Tanrı, ben!
    Ve, ne vakit ki yer, gök, deniz ve bulutlar
    Birbirine karışır,
    Geleceğim cennetin bahçesine,dur,
    Çünkü dünya, benim dünyam, benim heybetli dünyam,
    Sevincimin, mutluluğumun dünyası,
    Kutupta akan nehrin en parlak ışığından,
    Benim aşk tohumumun yeşerdiği ana rahminin
    Karanlığına kadar''

    Açık yazmak gerekirse, dün amma bağlantı kurmuştum ama bugün yazınca dün içtiklerimi hatırlamak zorunda kaldım!

    Hatırladım, yazdım, silmedim:))

    YanıtlaSil

Dostmodern Hyde Park'a hoş geldiniz :D

Bu sizin bana yazdığınız ilk yorumunuzsa, dövüşeceksiniz... Welcome the erdost club...

Yorum yazmanız beni mutlu eder, yorumunuz etmese bile...

Yaz işte be...