15 Şubat 2012 Çarşamba

Sanabakan...

kayıp kentin pek de yakışıklı olmayan karanlık yüzü oldum yıllar yılı
biraz beyaz
epey siyah
biraz da yalancı gri ile yoğrulmuştu mayamız

günlerden sana sarılamadığım gündü,
sana dokunamadan uyuduğum her ansa yıldızsız bir gece…
tüm gizler sende saklıyken,
sana çıkıyorken bütün yollar
sensiz geçen her anım cevapsız,
lanet bir bilmeceydi;
biraz huysuz
biraz dünden
biraz da taaa derinden…

kayıp kıtayı bulma adına çıkmışken yola
moğol ordusuna karşı sopayla koşturmak gibiydi seni bulmak…
elimde olan sade bir kibrit kutusuydu
gecem de yıldızsızdı
ancak
güneşim oldun,
önce tutuldun
sonra,
sonra
sadece bana doğdun...
erdost oldum;
bir garip yezit,
bir garip ayçiçeği!

şimdiyse
daha çok seviyorum seni
giderek daha çok...
unutamaz gibi seviyorum
biraz kırılgan ve inanır mısın
biraz da yakıştıramaz...
senin aydınlığında doğuyorum her güne,
günebakan misali ben de
sanabakan oluyorum…
ve diyorum;
sevdiğim
sevdiğim
nöbet kadar yalnızken ben
yıldızları var artık gecelerimin…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Dostmodern Hyde Park'a hoş geldiniz :D

Bu sizin bana yazdığınız ilk yorumunuzsa, dövüşeceksiniz... Welcome the erdost club...

Yorum yazmanız beni mutlu eder, yorumunuz etmese bile...

Yaz işte be...